Kayıtlar

Kasım, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

18.08

İnsan ölüm pençesindeyken yaşadıkları gözünün önünden film gibi geçer sanırdım.Ama öyle değilmiş...Bugün kesin ve kesin anladım. Yaşadığımız o kısacak yada o kısacık zaman da çok şeyler var ya hani!İşte.İşte onlar geldi gözümün önüne...Her şeyi tekrar tekrar yaşadım.Gözlerim dolu,kalbim buruk suratım da hüzün ve mutluluk karışımı bir tebessüm...Her anı tekrar tekrar.Hiç bir detayı kaçırmadan... Ne kadar yorulsam da,güçsüz kalsam da...Neyse sen artık sadece geçmişime ait bir çizgisin!Ötesi değil....

Hayal Adası

Yarım hikayelerin,gözyaşlarının,hüzünlerin,umutların azıldığı,gücün yok olmaya ramak kaldığı yerlerden geldim... Aşk ucuz değildi.İmkansız da!Belki de inanılmak istenen ama hiç sahip olunamayan mutlulukların diyarıydı.Belli bir adı yoktu.Başlıksız hikayeler gibiydi.Kendi hikayene,yaşanmışlıklarına,gördüklerine göre sen belirler din.Herkes farklı sunardı.Kimin kaçtığı,kimin görmek istediği,kimin ise önerilerle geldiği bir dünya idi. Basit ama büyüleyen süslerle çevrili.Ağaçlar,güzellik konusunda birbiriyle yarışan çiçekler,deniz ve yeşilliğin karışık oldu tarif edilmez bir koku ve sizi tüm sıcaklığıyla kucaklayan kuş cıvıltıları karşılıyor.Her köşede,kendi halinde insanlar.Sanki hep oradaymışsınız gibi,hafif bir tebessümle: ''-HOŞ GELDİN! '' der. Güneş batmaya başladığı anda herkes koşturmaya başlar.Karanlık tamamen çöküp,dalga seslerinin tam duyulmaya başlandığı anda ateş yakılır.İnsanlar ateşin başına toplanmaya başlar.Hepsinin elinde mutlaka bir şeyler vardır.Hiç